G20’den BRICS’e yanıt
BRICS’in genişleme süreci küresel dengelerde yeni bileşenler yaratıyor. ABD ile Çin ve Rusya’nın başını çektiği Küresel Güney ülkelerinin tepkisi G20 zirvesinde ortaya çıktı. Birgün yazarı Ceren Sözeri’ye göre Kasım ayında yapılacak Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği toplantısında küresel istikrara yönelik yeni bir satranç atılımı yapılabilir.
Birgün yazarı Ceren Sözeri’nin “G20 BRICS’e yanıt verdi” başlıklı yazısında Çin-ABD rekabetine ilişkin değerlendirmeleri şöyle:
“Geçen hafta Hindistan’da düzenlenen ve Çin’in yalnızca birinci düzeyde temsil edildiği G20’nin sonuçları BRICS ile neredeyse aynıydı.
ABD ile Çin arasındaki ‘yeni soğuk savaş’a taraf olmak istemeyen Küresel Güney ülkelerinin baskısıyla, Rusya’nın bile imzaladığı, yalnızca askeri amaçlar için güç kullanılmaması çağrısının yer aldığı bir bildiri yayınladılar. Ukrayna ile ilgili toprak kazanımı.
Çin’in Afrika Birliği’nin genel merkezinin bulunduğu Etiyopya’yı BRICS’e davet etmesinin hemen ardından G20, Afrika Birliği’ni oluşumun üyesi olarak kabul etti. Böylece Afrika Birliği, G20 içerisinde Avrupa Birliği ile eşit statüye kavuştu.
G20’nin doğrudan Çin’i hedef alan bir diğer gelişmesi ise Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Koridoru’nun (IMEC) kurulacağının duyurulmasıydı. Bu koridor, ABD’nin Hindistan’ı da dahil ederek Çin’in Nesil ve Yol Girişimi’ne (KYG) alternatifler geliştirme çabalarında yeni bir adımdır; Çin’in Soğuk Savaş sırasında Asya-Pasifik bölgesini ‘ele geçirmesi’, yeni oluşturulan Hint-Pasifik bölgesi ve 2022’de G-7’de duyurulan Daha Yeterli Bir Dünyayı Yeniden İnşa Etme (B3W), Küresel Ağ Geçidi (GG) ve Küresel Altyapı ve Yatırım ile birlikte Bağlı kuruluş (PGII) projeleri zincirinde yeni bir halka.
(…)
Bu durumda Çin, ekonomik alanda olası bir rakip koalisyonuyla karşı karşıya kalsa bile, insan haklarını siyasi haklardan ziyade kolektif ve barınma, sağlık gibi ‘kalkınma hakları’ olarak tanımlama politikasında üstünlük kazanmış olacak. Küresel Medeniyet Girişimi’nin gündeminde olan yasal haklar. Bu, demokrasi ve sürdürülebilirlik gibi değerlere dayanan Biden Doktrini’ni önemli ölçüde zayıflatan bir gelişme.
Bundan sonraki gelişmeleri takip etmek için önümüzde birkaç önemli toplantımız daha var. Önceki yıllardan farklı olarak 18 Eylül’de başlayacak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na (BMGK) Dışişleri Bakanı Wang Yi’nin değil, Başkan Yardımcısı Han Zheng’in katılacağı netleşti. Han Zheng, devlet hiyerarşisinde Wang Yi’den daha yüksek olmasına rağmen, dış ilişkilerde veya siyasetin herhangi bir alanında uzmanlaşmış bir otoriteye sahip değildir. Bu nedenle Han Zheng’in Wang Yi yerine BM Güvenlik Konseyi’ne katılması, Xi’nin G20’ye katılmayıp onun yerine Başbakan Li Qiang’ı göndermesine benzetiliyor. Batı’nın hakim olduğu bu toplantılarda Çin’in en üst düzey veya yetkili kişiler tarafından temsil edilmemesi, “Batı’ya, özellikle ABD’ye diz çöktürme” ve Biden’ı daha uzlaşmacı bir düzeye çekme taktiği olarak yorumlanıyor. ikili çıkarların Önümüzde kasım ayında yine ABD’de yapılacak olan Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) toplantısı da var. “Çin’in bu toplantıya üst düzeyde katılmamasının, iki küresel gücün bölgesel örgütler aracılığıyla yürüttüğü süreci nasıl etkileyeceğini göreceğiz.” (HABER MERKEZİ)